Dünyanın yaratılışından bu yana canlılara görülen ve Milattan sonra keşfedilen bir özellik altın orandır. Fraktal, çoğunlukla kendine benzeme özelliği gösteren karmaşık geometrik şekillerinin ortak adıdır. Sonsuza dek iç içe geçmiş birbirini tekrarlayan şekillerdir. Bu tanıma göre fraktal ana şekle benzer gitgide küçülen alanı sonsuz olan bir şekildir. Kutsal olarak tanımlanan nesneler, temsil ettikleri anlamlar sayesinde kutsaldır. Âlemdeki nesnelerin aracılığı ile kendilerini ifade edebilen kutsala has özellikler aslında açık olarak bize gösterilir.
Kutsal Geometri, her şeyin dilidir ve evrenin bilgisini yansıtmak içindir, Ayrıca Kabe'nin Güney kutbunun (12.370)km kuzey kutbuna (7.635)km oranıda altın oranı vermektedir. bu nedenle yaratılan canlılar, belirli geometrik özelliklerle donanmıştır. Fraktalda sayılar kendinden önceki iki sayının toplamı olarak artar:
Fibonacci = 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987, 1597 ...
Doğanın kutsal mimarisi ile geometrisi estetiktir, oranlıdır, dengelidir, ritmik ve uyumludur. Bedenimizde saklı ve açık yapılarda; epitel dokuda, DNA’da, saç telinde, doğada; bir örümcek ağında, bir arı peteğinde, bitki taç yapraklarında, ağacın gövdesinde, manevi özün gizemi saklanır. Bitkilerde hiçbir yaprak, alttakini kapatmayacak şekilde dizilir. Güneş ışığını ve yağmuru eşit paylaşır. Galaksileri oluşturan gezegenlerin sıralanışındaki kutsal mimari ve geometriye bakarken, sonsuzluğa; kutsal olanı anladığımız kadar yaklaşırız.
Allah (cc) evreni geometrik bir plana göre açığa çıkardığı antik dönemlerden bu yana kabul gören bir bilgidir. Kutsal yapılar, bu geometriyle inşa edilirken, altıgenler, beşgenler, üçgenler içerisine yerleştirilmiş. Doğada birçok yaşam formu, bitki ve kabuklular şekil değiştirmeden büyüyen logaritmik spiraller, odacıklı biçimler düzenin matematiksel iddialarına yanıt verir. Kutsal formlar; sinus, dalga, küre, kesecik, simit, spiral, tesseract (4 boyutlu küp) yıldız gibidir.
Geometrinin kutsal imgesi; Metatron, Yaşam Çiçeği’dir. Çünkü, içinde tüm yaradılışı barındırır. Herşey bu modelle oluşturuluyor, yaradılışın sır ve bilgisini barındıran bu geometrik şekil, ilahi sanatın bilgisi. Eski Mısır, Hermes’e dayanan bu bilgiyi korur. Sembolik bakımdan mikro kozmosu gösteren şekiller Mandala olarak anılır, aynı zamanda Kutsal Geometri’nin tapınak geometrisindeki ifadesidir. Hinduizm ve Budizm’de meditasyon nesnesi olarak kullanılır.
Bal arılarının neden peteklerini altıgen yaptıklarını araştıran matematikçiler, birim alanın en iyi kullanılması ve az malzemeyle petek yapılabilmesi için böyle olduğunu bulmuşlardır. Yaptığım hesaplamaya göre kenar uzunluğu ort 0,5 cm olan petek gözü kare olsaydı aralarda yine boşluk olmazdı ama (0,649 cm2) alan için;
-Altıgende bir petek gözü için kullanılan balmumu 3 cm iken karede 3,2224 cm yani her bir petek gözü inşaasında 0,2224 cm daha fazla malzeme kullanılırdı. Buda bir çerçevede 1250-1500 petek gözü olduğu düşünülürse 3,34 m uzunluğunda bir balmumu kaybı demektir.
Eğer kare yerine üçgen olsaydı aralarında boşluk olmazdı ama aynı miktar bal üretimi için üçgenin kenar uzunluğu 1.225 cm olacak ve toplam petekde 10.11 m daha fazla balmumu israf olacaktı Ayrıca karede veya üçgende köşeleri yanaşmak zor olurken altıgende köşeler 120 derece olduğu için daha kolaydır. Dünyanın neresinde olursa olsun birbirinden habersiz olan arıların hepsi petek gözlerini hep Altıgen yapmaktadırlar. Peki bunu milyarlarca arının her birine petek gözlerini altıgen yapmayı kim söylüyor.
Buda Yaratıcının onlara verdiği ilham ve genetik kodların arıların yaratılışlarından günümüze kadar hiç bozulmadığını göstermektedir. Ayrıca daha zor olanı ise arılar çerçeve yapımına birkaç farklı noktadan başladıkları halde, kaynaşma noktasındaki peteklerin hatasız olduğunu görmüşler. Aynısını dört ayrı fayans ustasına söyleyin acaba ortada buluştuklarında ne olur dersiniz!!!. Arıdan bahseden ayetlerde; arının kromozom sayısı ve matematikçi programının özellikleri gizlenir.